TARİHÇE
Margodililer’den Tatlısu’ya…
İsmini tarihi Marion Krallığı’ndan alan Mari köyünü kendilerine vatan yapan Tatlısululara, cesur ve kavgacı oldukları için Margodililer derlermiş. Özelliklle futbol ateşinin yanmaya başladığı yıllarda maçlarda sık sık çıkan kavgalarda “Margodililer gene kavga çıkardı” sözü uzun yıllar söylenip durmuş.
Güney Kıbrıs’ta kalan Mari köyünde 1950’li yıllarda kurulan Tatlısu kulübünün kuruluş tarihi 1950 yılı olarak bilinse de, kulübün tarihini bilen eskilerin söylediklerine göre aslında 1950’de köyde iki ayrı takımın varlığından söz edilebilir. Bunlar Halk Odası ve Spor Kulübü olarak bir süre faaliyet gösterdikten sonra köye tayini çıkan öğretmen Fadıl Efe’nin girişimleri ile birleşme yoluna giderler ve 1951 senesinde Tatlısu Halk Odası Spor Kulübü olarak Kıbrıs Türk Spor tarihindeki yerlerini alırlar. Tatlısu’nun kurulduğu ilk yıllarda en çetin maçlar Luricina (Akıncılar) köyü ile yapılır.
Sarı–Kırmızıdan, Sarı-Siyaha Tatlısu…
Takımın kurulduğu ilk yıllarda forma renkleri sarı-kırmızıdır. O devirde köyün faal kişilerinden olan Ahmet Süleyman’ın Galatasaray’lı oluşu ve şimdilerde olduğu gibi o zaman da Galatasaray-Fenerbahçe rekabetinin olması, takımın ilk forma renklerinin sarı-kırmızı olmasının yolunu açar. 1950’den 1958’e kadar sarı-kırmızı formayla mücadele eden Tatlısu, ileriki satırlarda okuyacağınız gibi Küçük Kaymaklı maçında çıkan kavgalar nedeniyle liglerden uzak kaldığı 1958 yılından Bölgeler Terfi Müsabakaları (BTM) liglerine kabul edildiği 1968 yılına kadar sarı-kırmızı formayı kullansa da o zamanın milliyetçilik ruhuna uygun olarak Rum köylerle yapılan karşılaşmalarda kırmızı-beyaz formalar giyilir.
1968 yılına gelindiğinde Galatasaray-Fenerbahçe rekabetinin takıma zarar vermeye başladığının görülmesi üzerine o zamanın üç popüler takımı olan Türk Ocağı, PTT ve İstanbulspor’un formalarından esinlenerek şimdiki forma renkleri olan sarı-siyah seçilir. Hatta o yıllarda forma yardımı için İstanbulspor’a yazılan mektubun karşılığında bir mektup gelir. Fakat çok beklenen formalar gelmez. Ama artık Tatlısu’nun forma renkleri sarı-siyahtır.
Olaylı maç ve 10 yıllık rekor ceza…
1958 yılına kadar o zamanın ikinci liginde mücadele eden Tatlısu takımı için 1958 senesi futbolun uzun bir süre sekteye uğradığı yıl olarak akıllarda yer eder.
Küçük Kaymaklı ile birinci lige çıkma mücadelesi veren Tatlısu takımı, 1958 yılında Küçük Kaymaklı ile oynanan ve final niteliği taşıyan karşılaşmada çıkan kavgalar sonucunda o zamanın futbol yönetimi tarafından çok ağır bir ceza ile 10 yıllık bir süre için futboldan uzaklaştırılır.
Ancak bu ceza, inatçı, mücadeleci, hırslı Tatlısu insanının içindeki futbol ateşini söndüremez ve yaklaşık 10 yıllık sürede civar köylerle yapılan karşılıklı maçlarla futbol aşkı canlı tutulur. Bu devirde Fadıl Efe ve Hüseyin Kişi gibi köyde görev yapan öğretmenler, kulübe başkanlık yaparak köylülerle birlikte faaliyetlerin sürmesinde önemli rol oynarlar.
BTM liginin teknik direktörü İngiliz Alex…
1968 yılında BTM’nin başlaması ile birlikte Tatlısu’nun 10 yıllık rekor cezası kaldırılır ve takım BTM ligine dahil edilir. Takımın liglere alındığı 1968 yılından 1976 yılına kadar başkanlığı sürdürecek olan Salih Kabadayılar yönetimindeki Tatlısu, o zamanın statüsüne göre Kırmızı Lig (4. Lig) ve Beyaz Lig (3.lig) olarak ayrılan BTM’de Kırmızı Grup’ta mücadele eder.
Bu dönemin en ilginç olaylarından bir tanesi 1968-1969 sezonunda Zigi (Terazi) Barış Gücü kampında görevli olan Alex isminde bir İngiliz’in Tatlısu takımının başında sahaya antrenör olarak çıkmasıdır. Daha önce Mancester United’ta futbol oynayan Alex, sadece kendisine maç ve antreman sonlarında ısmarlanan biralar karşılığında takımı çalıştırır. Ama sadece bira karşılığında takımı çalıştıran Alex, kısa bir süre sonra çok iyi bir takım yaratır. Özellikle köylünün de desteğini arkasına alan Alex, alt yapıdan öyle iyi futbolcular yetiştirir ki bir kaç sene sonra yöneticiler, bu yetişen çocukların hangilerini oynatacakları, hangilerini oynatamayacaklarını kara kara düşünür olurlar. 1972-1973 sezonunda 4. Kümeden 3. Kümeye çıkan Tatlısu, hemen ertesi sezon 3. Kümeden 2. Kümeye namağlup olarak çıkar, (1973-1974).
Savaşın yıkıcı izleri…
Tüm Kıbrıs Türk köylerinde olduğu gibi 1974 yılında yaşanan savaş, Tatlısu’yu da derinden etkiler. Güney’den Kuzey’e göç eden Tatlısu, o günlerde şehitlerine ağlamaktadır. Bunların içinde takımda futbol oynayanlar da vardır.
Tatlısu’nun çilesi bununla da bitmez. Önce Akatu’ya (şimdiki Tatlısu köyü) yerleşen köylüler, Akatu köyünde saha olmadığı için 1975-1976 sezonunda maçlarını Esentepe’de oynamaya çalışırlar. Fakat, 1974 öncesinin o güçlü takımı artık yoktur. Kimisi öğrenci olarak Türkiye’ye okumaya gitmiştir. Bir de buna vatanları için şehit olanları eklerseniz, adeta kolu kanadı kırılan Tatlısu, oyuncu azlığı nedeniyle futbol federasyonuna dilekçe yaparak bir süre liglerden izinli olarak çekilmek ister. Fakat o zamanaın federasyonu, Tatlısu’yu küme düşürür. Böylece Tatlısu, 1958 yılından sonra 1975 yılında da tekrar cezalandırılmış olur.
Beylerbeyi’ne geliş ve Ozanköy’le birleşme çabası…
1976 senesinde yapılan girişimler sonucunda Akatu’dan ayrılarak Beylerbeyi köyüne gelen Marililer, yaşayacakları, kök salacakları, en önemlisi futbol oynayabilecekleri yeni köylerine yerleşince ilk iş olarak oynayacak saha ararlar. Ama burada da oynayacak saha yoktur. Hemen şimdiki Ozanköy sahasına el atılır. Sahaya bakım yapılır. 1976-1979 yılları arasında maçlarını Ozanköy’de yapan Tatlısu, bu arada Ozanköy ile birleşme çalışmaları da yapar. Fakat Ozanköy’ün birleşmeye yanaşmaması sonucunda artık kendi köyünde bir sahasının olmasının gereklilik olduğunu anlayan Tatlısu camiası, kolordunun da yardımıyla şimdilerde top koşturduğu sahasına kavuşmuş olur.
20 yıl BTM’de…
Tatlısu, kendi sahasına kavuştuğu 1979 yılından 1999 yılına kadar geçen sürede tam 20 yıl BTM birinci ve ikinci liginin müdavimi olur. Bu 20 sezon boyunca inişli çıkışlı bir grafik çizen Tatlısu’da her ne sonuç alınırsa alınsın, hangi ligde mücadele edilirse edilsin futbol devam ettirilir.
Küllerinden tekrar doğuyor…
1999-2000 sezonunda BTM 1’den Özden Nur yönetiminde üçüncü lige çıkan Tatlısu için bu tarih, bir milat olur. Aynı sene sahasını çimlendirme çalışmalarına başlayan Tatlısu, bir sene gibi kısa bir sürede çim sahasına da kavuşur. Bu tarihten sonra da başarı basamaklarını hızla tırmanmaya başlar. 2000-2001 sezonunda üçüncü ligden ikinci lige şampiyon olarak çıkılır. Fakat o sezon fedrasyonun liglerde yapmış olduğu değişiklikle süper lig uygulamasına geçince Tatlısu, aslında ikinci lig olan fakat üçüncü lig olarak kayıtlara geçen ligde mücadele etmek zorunda kalır. Bir sezon çıkışına ara veren ve 2002-2003 sezonunda III. Ligde mücadele eden Tatlısu, 2003-2004 sezonunda üçüncü kümeden ikinci kümeye şampiyon olarak çıkar. 2004-2005 sezonu ise Tatlısu’nun hakkının yendiği bir sezondur. Yenicami ve Küçük Kaymaklı’nın birinci kümeden düşmesi üzerine liglerde statü değişikliğine gidilince Hamitköy ve Tatlısu’nun hakkı yenmiş olur.
Fakat bu durum cesur, inatçı ve hırslı Tatlısu insanının mücadele azmini azaltmaz. 2005-2006 sezonunda Enver Sedat ile ikinci kümeden birinci kümeye çıkan Tatlısu takımı, 2006- 2007 ve 2007-2008 sezonlarında köyünü birinci ligde başarı ile temsil etmeyi bilir.
Özellikle birinci lige çıkılan 2006-2007 sezonunda Enver Sedat yönetiminde kupa finali oynayan Tatlısu, bu final ile tarihindeki en büyük başarısını elde eder. Ayrıca geride bıraktığımız 2007-2008 sezonunda da genel olarak iyi maçlar çıkaran Tatlısu, Caner Oshan yönetiminde başladığı ligi Mehmet Bolkan hoca ile bitirir. Tatlısu, bu sezonda ligde hiç bir iddiası olmadan çıktığı küme düşme mücadelesi veren Yenicami ve Lapta maçlarını hiç bir şaibeye yer vermeyecek biçimde arka arkaya kazanarak, taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanmayı da bilir.
Başarı için oynayacağız…
1999 yılında göreve gelmesi ile beraber yanında kendine destek olan ekibi ile birlikte Tatlısu için gecesini gündüzüne katan başkan Ahmet Küçük, “Göreve geldiğimizden beri camianin büyük desteğini gördük. Gerek yönetimden gerekse yönetim dışında kişiler yardımlarını hiç bir zaman esirgemediler. Stadımızı yaptık. Ancak 9 yıllık başkanlık hayatım boyunca en çok geride bıraktığımız sezon zorlandım. Özellikle porfesyonel sözleşmelerin gündeme gelmesi ile birlikte giderlerimizin arttığı inkar edilmez bir gerçek. Fakat biz gene de yazılı tüm taahütlerimizi yerine getirebilmekten mutluluk duyuyoruz.
Bu arada futbolcularımıza da teşekkür etmek istiyorum. Sezon başında bizimle hiç biri pazarlık yapmadı ve sözleşmelere ne yazdıydak onun altını imzaladılar. Ligde de son maça kadar Tatlısu’ya yakışır bir mücadele verdiler.
2008-2009 sezonunda geride bıraktığımız sezondan daha ileri gitmek istiyoruz. Yönetime ve futbol takımına yapacağımız bir kaç takviye ile hedef yükseltebileceğimizi düşünüyorum. Neden biz de başkaları gibi başarıyı hedeflemeyelim”
2007-2008 sezonu yönetim kurulu
Başkan: Ahmet Küçük, As başkanlar: Aziz Perçinkardeşler, Cuma Kande, Mustafa Tuncalp, Dr. Bülent Dizdarlı, Murat Kutlu, Hüseyin Oskar, Nidai Deniz, Hüseyin Vardan, Cafer Yücel Gazi, Sporcu Sorumluları: Hüseyin Dayı, Ercan Küçük Sekreter: Ersel Tatlısu Veznedar: Ali Tatlısulu Faal Üyeler: Halil Göktay, Mehmet Şanlıtürk, Mustafa Uysal, Recep Perçinkardeşler, Mehmet Perçinkardeşler Alt Yapı: Kerim Özdemirtaş
1974 sonrası başkanlar
Salih Kabadayı, Şenol Cumalıgil, Özkan Tatlısulu, Ali Serdar, Arif Cemaller, Osman Perçinkardeşler, Necati Ayrılmazkardeşler, Ahmet Küçük